"ya muhit olmuş gözümden günbed-i devvare su"
gökyüzü mü gri yoksa benim ağlayan gözlerim mi kapladı dönen feleği.
Bir benzetmeyi, (bir hayali, pozisyonu, mizanseni, imgeyi; burada doğru kapsayıcılık ve buna karşın doğru kesinlikte bir kelime bulmanın sıkıntısını çektim ) dilsel olarak kurmakla görsel olarak kurmanın farkı var mı? Yukardaki imgeyi kuran Fuzuli gerçekten ne kadar - nasıl görselleştirdi bunu?
1.
Birbirimizin sözlerinden pornografik imgeler türetip nasıl da tuhaflaşabildiğimize şaşırarak oynadığımız o oyunda: "ben dilsel olarak üretiyorum bunları, siz imgelediğiniz için bu sıkıntıyı çekiyorsunuz" demek çok da kolay oluyor. Benzetmenin üzerine giderek daha da görsel ( ve aslında tensel) olmasına çabalıyoruz sonra gündelik konuşmada çok nadir yakalanan o tensellik hissini ( tiksintiyi) zorlamaya devam ediyoruz. Birimizin yüzündeki irkilme gülme krizlerine dönüşüyor, bu da oyunun amacı. Pornogafi olur mu birilerinin yüzünde bir irkilme olmadan? O duraklama anlarında kafamızın içinde bu saçmalıkların döndüğünü biliyoruz, biri her an birşey yumurtlayabilir. Oyunun piştiği an öyle bir an.
2.
Dilsel olan daha hızlıdır. "Selimcan'la geçen hafta" da bunca zeki lafı nasıl da doğru ve yerinde kullanıyor! İzlerken şaşırıyor ve etkileniyormuş gibi yapıyoruz. Onu ciddiyetle dinlememizi gerektiren kodu kullanıyor bir an düşer gibi oluyoruz ama yetmiyor. Yine de dilsel olarak kurduğu o mizansende asla yanlış söylemeyebiliyor bize. Erken konuşmakla demagog oluyor. Her çocuk gibi.
Dilsel olmayan var mı, bir fark var mı biraz daha düşünmem lazım.